Pazar, Şubat 17, 2008

What is Prospekt?

Project Prospekt.

100,000 Words.

<3

Yazar alkışlamak istiyordu.
Yazar, "Beni indir." dedi.

Cuma, Şubat 15, 2008

Valentine Rules

Stupity pulls,
Anxiousity and fear still rules,
Yeah, you already know its so funny.

You just look at me,
Because you want to know how you look like.

Grounded,
Boxed in,
Like the girl you used to be,
Grounded
Boxed in.

Fate can't decide,
The cards won't fill you in.
Come on let them crush your hopes,
Just look back and see,
How its used to be.

Grounded,
Boxed in,
Like the girl you used to be,
Grounded,
Boxed in.

I'm stuck with you.

Çarşamba, Şubat 13, 2008

Casping Incident - Gretel Fells in Love

BU
bu sadece benim fikrim.
zamanı bir kutuya kapamak gibi.
parçalanacağını bile bile,
kusurlarına göre göre.

anlamıyorum.

İnsanların artık senden nefret ettiklerini mi düşünüyorsun?
Bunca yıldır kendinin yenilmez olduğunu düşünürdün.
Ah, tabi ki. Nefret fazla güç ister.
Sana acıyorum.

Buraya Berkin işaret ettiklerini yazmam gerekiyordu.
Aa bakın saat 3:15 olmuş bile.
ve kafamın üstünü hissedemiyorum.

Anlamıyorum.

(cidden)

--------------------
avoid all eye contact
do not react
act like she is not round

this is a round up
this is a low flying panic attack

broken glasses on the table,
whispers around the table,

abandon all reason,
stay in shadows
cheer at the gallows

this is a round up
this is a low flying panic attack

gotta love the witch
gotta love the witch

hurling through the forest,
running children kicking up the dust

there is only one witch
only frozen heart

the forest comes out to meet
empty of its trees

gotta love the witch
gotta love the bitch

Cumartesi, Şubat 02, 2008

Hakan's Scary Song

We beg
for the scraps
from your
table

Looking up
in tuxedoes
We laugh for your humble applause
the sweet orchestra
at your prestigious
charity ball

I'm amused
We are empty
We are confused

Our insides
have been removed

You're not really listening
So you won't notice at all
as it goes with the flow
to the trash cans,
and coffee deliveries...

Pazar, Ocak 27, 2008

Beynimden Kalbime bir Dilekçe

We chose to have your heart opened by the Love office as a part of our selective checks for prohibited goods which are sometimes concealed in infection of desperation.

This is the only reason it was opened and we assure you that the point of correspondence is always respected, as your lover should require the sentence which would require courage to say that in the particular right time.

The Love Law, paragraph 5 and subsection B, requires the Love Office to produce to us some samples of desperation with some lazyness and if necessary to distibute them amongns the brain. Authority for this is contained in Regulations 11 and 12 of the Love Packets sent from Heart to Brain started as May 2007.

Thank you for your Precious time,

Your Love Office,
resides in your brain - preferably right side.

Etiketler:

Salı, Ocak 22, 2008

İsim Kalmadı Sanki

Hayatımda,

5 Berk
2 Derya
7 Burak
3 Selda
4 Kıvanç
3 Ezgi
3 Buğra
2 Berrak
4 Ceren
3 Erdem
4 Erhan

Bulunmakta.

İsim mi kalmadı len?

Cuma, Ocak 18, 2008

Süper Kahraman olmasına izin vermek (1)

Kendimi bazen dalmış biri olarak hayal ediyorum, bir balıkçı gibi, gölün kıyısına oturmuş, oltası elinde. Evet, kafamda tam da böyle canlanıyor. Düşünemiyor, akıl yürütemiyor, olay kurgusu sıfır. Hayal gücüm, bilincimin derinliklerine dalıyor ve ben ona izin veriyorum. Yukarıda olan bende, elimde ince ama zorunlu bir akıl ipliğiyle oturuyorum.

Kıyıdan biraz uzakda bir siluet var. Kim olduğunu iyi bildiğim, hayalgücümün ürünü olan bir siluet. Plana göre, aklım ve hayalgücüm hep çatışacak ve o siluet hep orada dolanacak ve ben onun yanında olmayı delicesine istediğim halde, hiç bir zaman bu olmayacak. Nedeni ise basit: akıl ipliği. Onu bıraktığımda olacaklara hazır değilim, bundan eminim.Siluet sessizce gölün kıyısındaki kumlara çıplak ayaklarını batıra batıra yürüyen bir kız. Anlatamadığım bir güzelliğie sahip ve kendinden emin.

Aklım Hayalgücüme kızıyor, çünkü hep en imkansız ve mükemmel şeyleri o yaratıyor. Hayalgücüm kızıyor, çünkü akıl hep en olası şeyleri yapıyor.

... birden bire sarsıntı olur sonra. Ben misinamın parmaklarımın arasından kaydığını hissederim.

Hayalgücü başını alıp gitmiş. Allah bilir, hangi cehenneme inip, olağanüstü birşeyin izini sürmekte, yasak havuzlarda dolaşmaktadır şimdi. Aklım “Dur!” diye bağırmış olmalı ki, burada bende misinaya asılıp hayallerimi su yüzüne çekmiş olmalıyım. Çıktığında hayalgücüm hiddet içindedir.

“Lanet olsun!,” diye bağırır. “Sen kim oluyorsun da işime karışıyorsun! Beni şu küçücük misinayla yukarı çekiyorsun?” O zaman da aklım cevap verir: “ Dostum, çok uzaklara gidiyordun. Arkadaşların şoke olacaktı.” Sakin ol, derim. Kıyıda öfke içinde bana nefretle bakan hayalgücüme. Biraz daha sabretmen gerekecek sadece. Yakında bana vermek istediğin herşey zaten gerçek olacak, bende o zaman senden herşeyi isteyeceğim.

Ama şimdi olmaz. Olmamalı.

Görüyorsunuz ki onu sakinleştirmeye çalışıyorum. Bana söyleyeceklerini, mükemmelliyetçilik hakkında söyleyebileceği herşeyi ve de özellikle aşk hakkında, tutkuyla ilgili olanlar... Söyleyemem çünkü etkileri beni aşar.

Etkisinde kalmayacaksam eğer, bir -süper-kahraman kadar güçlü olmalıyım, ya da bir -süper- kahraman kadar en iyisi. Oysa ben bir kahraman değilim.

Garip bir insan olarak -süper- kahraman olacağımı zannetmiyorum. -Süper-Kahramanların da yazar olabileceğini.

...Pekala, der Hayalgücü. Sırılsıklam bana bakarken. “Bekleriz bizde." Duraksar. “Hep yaptığımız gibi.”

“Yazık.”