Ne oluyor?
Gazeteler korkularımı besliyor. Yeni araştırmalar yapan huzursuz bilimadamları, muhtemelen sonucu herkes gibi tahmin yolunu seçseler daha az para harcayacaklarını öğrenemedi halen: Herşey kötüye gidiyor. Korkunç istatistikler: Kanılar halimizin iyiye gitmediği yönünde.Hadi canım, diyerek şaşırmış taklidi yapmayı çok isterdim ama bununla her saniye yaşıyorum, çünkü dünyadan bir farkım yok bu aralar.
Çevrecilerle röportajlar yapılıyordu bir de, yolda yürürken gördüğüm işi büyütmüş Greenpeace fedaileri(bunu kötü anlamda kullanmıyorum, anlayamayanlara) yandaşlar ararken hem de.
“Fark etmeden” zararlar verilmişti, bazıları da göz göre göre olmuştu:
Greenpeace her yürüyüşünde, eyleminde, Polis, Gazeteci, Televizyoncu, Meraklısını bir yerlere –tabi ki arabalarla- çekip, atmosfere daha fazla karbon salınımı yaptığının farkında olmadan dünyayı kurtarıyor. Ne kadar güzel.
Dünyanın potansiyeli hakkında tabi ki yanlış kanılar var. Dünyanın potansiyeliyle, insan nufusu ters orantılıydı ve bunu anlamıyorlar. Petrol bitmezmiş, bunu babam diyor. Petrol dünyada hiç bitmeyecek baba, o çok istenilen komunist devriminiz olsaydı, 2100’de falan biterdi ama, bu kapitalist düzende petrolu topraktan bulup çıkarmak bir süre sonra güneş enerjisinden daha pahalı ve verimsiz olduğunda pertol bitmeden tedavülden kalkacak. Alternatif evrenimizde de sevgili devrimcilerimiz ağzını açıp bir garibanın güneş enerjisini bulana kadar anarşiyle boğuşmasını izliyoruz.
Durumlar kötüleşiyor. İnsan psikolojisi, son üç yüzyıldır oluşan teknoloji ve değişim rüzgarına uyarken değişmiş ve dönüşmüş olduğunun farkında olmadan, garip sorunlarıyla boğuşmaya başladı. Zalimlikler arttı, çünkü insanlar empatiyi unuttu. İnsanlar birbirlerine acı verdiğinin farkında bile değiller artık.
Verileri inceleyen her akıllı insan çok ama çok kaygılanmamız gerektiğinin sonucuna varıyordu.
Hanginiz kaygılanıyor?Kaygılanmıyorlar ama daha kötüsünü de yapıyorlar.
Arkadaşlarımın politik meseleleri tartışmasını dinlerdim. Hepsi dinliyor, söylenen hakkında düşünüyor, genellikle hararet ve heyecanla konuşuyor, eller kollar oynuyor, gözler şimşek şimşek, fikirlerini açıklamak için birbirlerinin sözünü kesiyorlardı; ama hiç hiddetlenmiyorlardı. Kimse kimsenin söylediğine, bir iddiayı sessizce karışlayacak kadar üstü kapalı bir şekilde bile karşı çıkmıyordu. Yine de kavgadan kaçınmaya, fikirlerini bir ölçüye uydurmaya veya ortak bir karara varmak gibi amaçları olduğunu hiç zannetmiyorum. Hepsi tartışıyordu çünkü vakit ancak böyle geçiyordu.Ve hepsinden daha komik olan da bu politik tartışmaların tamamı bir anda kesiliyor, konu başka bir yere çekiliyor, gülüşmeler ve kahkahalar mekanı dolduruyordu.
Ne yaptınız şimdi demeye gönlüm elvermiyor, çünkü sorunun cevabının beni tatmin etmeyeceğini düşündüğüm her an, sessiz kalmayı tercih ediyorum.
Bu yapılabilecek en kötü şeylerden bir tanesi, ilgiliyim maskesini çekip, ilgisiz kalmak.
İnsanlara yapıldığında "ayıp lan" dediğiniz bir durumu, Dünyanın ta kendisine yapıyorsunuz.
Yüzüne gülüp, arkasından konuşmak.
Herşey mükemmel olmalı...ama....burada insandan bahsediyoruz.

0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa