Not defterlerim kaybolursa...
Bu yılın -yani 2007-'nin ilk aylarında telefonda Deniz varken Web Sitesi için yazmamı istediği yazıyı anlatmaya çalışırken onu dinliyordum. Hoş bir konuşmaydı ama nedense cızırtılı bağlantı - telekoma sevgiler - benim tarafımda Icetea ve biraz yanlış anlaşılma nedeniyle karışmştı. Deniz bana, biraz daha eğlenceli" gibi şeyler diyordu, bende "Nasıl abi, neden?" diye sorular soruyordum.
Bazı insanlar telefonda konuşabiliyorlar. Herhalde bu alete -ceplerine her koyduklarında aslında en çok "değer" verdikleri şeye zarar verdiklerinin farkında olarak- inanıyorlar. Benim için telefon, doktordan randevu almaya, iptal etmeye, internete girip, elde kalan(öhm.) arkadaşlarımı darlayıp, delirtmeye yarar. İnsan iletişiminin dorukları telefonla gösteriliyor. Güldürmeyin beni.
Cep telefonu kulağımda, önümde bilgisayar monitörü, Radiohead olmazsa olmaz, gürültü arasında Deniz'e hani eğlenceli istiyorsun da, ben bu aralar pek iyi değilim demeye çalışıyorum. "Bu aralar dışa dönük yelpazemi parçaladım," diyorum, "İç Yelpaze dışarıya taştı." ama o "Ha, Ne?" diyip konuşmamı bölüyor.
Yani diyorum, Bazen insan eğlenceli olmaktansa gerçekten özütünde amacını belirtmeli diyorum, sırası hiç değil diyorum.İyi değilim anlasana lan diyorum."Hmm," diyor. "Özel birşey mi?"
Özel mi?! Ne kadar seçkinci, ne kadar bencilce(Korhan? lol) Ama telefonda bunları anlatamıyorum, gerçi suratına da söyleyemem kolay kolay, ama neyse şimdi.
İletişim karmaşık bir sorundur ve içe dönmüş kişiler için bu sorunu tuhaf ve tamamen tatminkar olmayan ilginç bir yolla çözmüştür. Bunu bulan her içe dönmüş kişi, "aa, Ben buldum!" diye sevinir ama fabrikadan çıkış özelliğin düğmesini yeni bulmuşsunuzdur, fazla da sevinmeyin: Biz (bir kaçı hariç tüm insanlarla) yazarak iletişim kurarız ve bu da "keşke bu da dolaylı olsa" mırıldanmalarıyla dolu olur. Bu yüzden MSN, GTalk, Blog, Tumblr, Netherspire(!) vesaire vardır zaten. Skype'yi de pek sevmeyiz.(di mi Berk?)Dolaylı birşey olacaksa da illaki, bunları Hayali durumlardaki hayali insanlar hakkında öykülerle sunarız.Bunları yayınlarız (çünkü Berkadam anlamasa da öyküler kendi tuhaf unsurlarıyla birer iletişim eylemidir, başkalarına hitap ederler). Sonra insanlar bunları okurlar ve tepki verirler: Yorumlar yazarlar, MSN'de konuşurlar ve bu insanlar birbirlerinin yazılarını okuduktan sonra salak saçma "Seni tanımıyorum ki hiç?" derler." Sen de kimsin? Bana kendini anlat!" Ben de derim ki: Anlattım ya kuzum, hepsi orada, blogda, kağıtta vesaire vesaire. Önemli olan şey orada zaten.
O da derki "Peki ama sen onları uydurmuştun? "
Bende derim ki: "Onlar nerden çıkıyor, güzel insan?"
Bi de notlar var:
Not alırsın, hede hödö: Herşey mükemmel olmalı, ama... diye devam eder. Altında vızır vızır elim tepinmiş yazılar çıkmıştır ama sonra onlar bir sene sonra bulmak üzere kaybedersin.
Bu yazının temeli de bir sene önce kaybettiğim bir not defterinden çıktı.
2008'de Moleskine'm olacak.(HEDİYE ALIN LAN)
Fak the system.
Bai.
Bazı insanlar telefonda konuşabiliyorlar. Herhalde bu alete -ceplerine her koyduklarında aslında en çok "değer" verdikleri şeye zarar verdiklerinin farkında olarak- inanıyorlar. Benim için telefon, doktordan randevu almaya, iptal etmeye, internete girip, elde kalan(öhm.) arkadaşlarımı darlayıp, delirtmeye yarar. İnsan iletişiminin dorukları telefonla gösteriliyor. Güldürmeyin beni.
Cep telefonu kulağımda, önümde bilgisayar monitörü, Radiohead olmazsa olmaz, gürültü arasında Deniz'e hani eğlenceli istiyorsun da, ben bu aralar pek iyi değilim demeye çalışıyorum. "Bu aralar dışa dönük yelpazemi parçaladım," diyorum, "İç Yelpaze dışarıya taştı." ama o "Ha, Ne?" diyip konuşmamı bölüyor.
Yani diyorum, Bazen insan eğlenceli olmaktansa gerçekten özütünde amacını belirtmeli diyorum, sırası hiç değil diyorum.İyi değilim anlasana lan diyorum."Hmm," diyor. "Özel birşey mi?"
Özel mi?! Ne kadar seçkinci, ne kadar bencilce(Korhan? lol) Ama telefonda bunları anlatamıyorum, gerçi suratına da söyleyemem kolay kolay, ama neyse şimdi.
İletişim karmaşık bir sorundur ve içe dönmüş kişiler için bu sorunu tuhaf ve tamamen tatminkar olmayan ilginç bir yolla çözmüştür. Bunu bulan her içe dönmüş kişi, "aa, Ben buldum!" diye sevinir ama fabrikadan çıkış özelliğin düğmesini yeni bulmuşsunuzdur, fazla da sevinmeyin: Biz (bir kaçı hariç tüm insanlarla) yazarak iletişim kurarız ve bu da "keşke bu da dolaylı olsa" mırıldanmalarıyla dolu olur. Bu yüzden MSN, GTalk, Blog, Tumblr, Netherspire(!) vesaire vardır zaten. Skype'yi de pek sevmeyiz.(di mi Berk?)Dolaylı birşey olacaksa da illaki, bunları Hayali durumlardaki hayali insanlar hakkında öykülerle sunarız.Bunları yayınlarız (çünkü Berkadam anlamasa da öyküler kendi tuhaf unsurlarıyla birer iletişim eylemidir, başkalarına hitap ederler). Sonra insanlar bunları okurlar ve tepki verirler: Yorumlar yazarlar, MSN'de konuşurlar ve bu insanlar birbirlerinin yazılarını okuduktan sonra salak saçma "Seni tanımıyorum ki hiç?" derler." Sen de kimsin? Bana kendini anlat!" Ben de derim ki: Anlattım ya kuzum, hepsi orada, blogda, kağıtta vesaire vesaire. Önemli olan şey orada zaten.
O da derki "Peki ama sen onları uydurmuştun? "
Bende derim ki: "Onlar nerden çıkıyor, güzel insan?"
Bi de notlar var:
Not alırsın, hede hödö: Herşey mükemmel olmalı, ama... diye devam eder. Altında vızır vızır elim tepinmiş yazılar çıkmıştır ama sonra onlar bir sene sonra bulmak üzere kaybedersin.
Bu yazının temeli de bir sene önce kaybettiğim bir not defterinden çıktı.
2008'de Moleskine'm olacak.(HEDİYE ALIN LAN)
Fak the system.
Bai.

0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa